Yusuf camdan gördüğü kızı günlerce aklından çıkaramadı. Bir yandan korkuyor bir yandan da merak içerisinde kıvranıyordu. Tüm bunları düşünürken sabah ezanı okundu ve Yusuf okula gitmek için hazırlanmaya başladı. Bugün ilk defa öğrencileriyle tanışacaktı, heyecanlıydı. Kalktı, çantasını aldı ve okulun yolunu tuttu. Okula gelince hayal kırıklığına uğradı. Sadece on öğrenci vardı ve bazıları Türkçe bilmiyordu. Nasıl anlaşacaktı? Nasıl ders anlatacaktı?
Tüm bunları düşünürken muhtar geldi. Okulun eksik malzemelerini getirmişti. O sırada Yusuf öğrencileriyle dışarıya top oynamak için çıktı. Onlar top oynarken, okulun tamirat işleri yapılacaktı. Öyle konuşmuşlardı muhtarla. Top oynarken kaç gündür düşündüğü kız birden karşısında beliriverdi. Yusuf önce şaşırdı ama sevincini de gizlemeye çalıştı. Öğrencilerden Arif koşarak ablasının yanına gitti. Yusuf artık kim olduğunu biliyordu ama adını bilmiyordu. Kız öğretmen Yusuf’a doğru gelerek, “Arif defterini unutmuş, onu getirmiştim.” dedi. Yusuf sadece bakakaldı. Kızın yeşil gözlerini, uzun örgülü saçlarını ve pabuçlarını inceliyordu. Ama hala adını bilnmiyordu.
Tam o sırada muhtar gelip Yusuf’a, “Öğretmen Bey, burada baya iş var. Siz en iyisi bu hafta değil, haftaya başlayın.” dedi. Yusuf’ta “Tamam olur, bende yardım eder daha çabuk bitiririz.” dedi. Ama aklı hala kızdaydı. Yusuf arkasını döndü ve kızın gittiğini gördü. En azından adını bilmese de öğrencisinin ablası olması onu sevindirmişti. Çünkü ulaşması artık daha kolaydı. Ama kıza ne diyecekti? Hiç böyle bir şey başına gelmemişti çünkü. Ama gördüğü yüz, gülümseme ona bir şeyler anımsatıyordu. Sanki kır bahçesinde açan bir papatya gibi onu koparmak istemiyordu. Aksine o güzel kokusunu içine çekmek istiyordu.
Peki papatya Yusuf’a bu güzel kokuyu vermek istiyor muydu?
12.04.2020
18:48-19:03
(Olaylar ve kişiler hayal ürünüdür.)
Youtube
