Son Durak

Zaman çabuk ilerliyordu. Günler geçtikçe sancılarım azalmıyor aksine daha çok artıyordu. Ne yapacağımı bilmiyordum. O kadar çok yorulmuştum ki yataktan kalkmak bile bütü vücudumun ağrımasına sebep oluyordu. Herkesin söylediğinin, düşündüğünün aksine son kez gidecektim hastaneye. Gitmem gerekiyordu.

En azından beynimin içinde dönüp duran ve beni yoran düşünceler karşılık bulur, bende biraz daha rahat uyurdum geceleri. Zor bela yataktan kalktım ve hazırlanmaya başladım. Dün Sami’ye haber verdiğim için onun gelmesini bekleyecektim. Sami bu köyde yaşayan herkesten farklı, sevecen, yardımsever, annesini ve babasını küçükken kaybetmiş bir delikanlıydı.

Artık büyümüş, şehre okumaya giden kocaman bir adam olmuştu. Her mutlu haberini gelir benimle paylaşır, bana arkadaşlık ederdi. Eğilip yerden ayakkabılarımı alırken kapı çaldı. Yavaşça uzandım ve kapı açıldı. Sami, “Hadi Gülsüm Nine, gidelim geç kalmayalım.” diyerek bana bakıp gülümsedi. Ayakkabılarımı giydim ve kapıdan çıktık.

Sami koluma girdi, arabaya binip şehre doğru yol aldık. Arabayı köyün muhtarından istemişti. Köyün çakıllı yollarında giderken bazen arabadan garip sesler geliyordu. Bazende araba yoldan ötürü zıplıyordu. Bu zıplayışlar benim kemiklerimi yerinden oynatıyordu sanki. Öyle böyle derken sonunda hastaneye geldik.

Sami hemen beni indirmeye yardım etti ve ağır aksak adımlarla doktorun odasına doğru yol aldık. Bir kaç hasta daha vardı, oturduk ve beklemeye başladık. Hastaneye kaçıncı gelişim oldu saymıyorum bile. O kadar tanıdık ki bu duvarlar, oturanlar… Sanki kırk yıldır buraya gelip gidiyorum.

Sonunda sıra bana geldi ve doktorun yanına, odaya girdim. Sami dışarda beni bekliyordu. “Hoşgeldin Gülsüm Teyze” dedi doktor gülümseyerek. “Hoş bulduk oğlum” dedim koltuğa oturarak. Kalktı yerindeni, yanıma doğru gelip “Senden bir kaç tahlil isteyeceğim, onun sonuçlarına göre tekrar konuşacağız. Şikayetlerinde bir değişiklik varsa konuşalım.” dedi.

Söze nereden başlayacaktım. Duraksadım ve sonra “Aslında değişen pek bir şey yok. Sadece sancılarım daha da arttı. Onlar için senden daha güçlü ağrı kesiciler isteyecektim.” dedim. “Tamam gülsüm teyze, sen git tahlillerini yaptır, ona göre ben sana ilaç yazarım.” dedi.

Odadan çıktım, Sam’ye doğru yürürken birden bütün gözümün önü karardı ve düştüm. Düşerken Sami’nin sadece bana doğru gelişini hatırlıyorum. Onun dışında her şey karanlık.

Ne olmuştu acaba? Gülsüm teyze gözünü açabilecek mi? Ya da sadece bayıldı mı? Yoksa bu onun için son durak mı? Ya da başlangıç mı? Her son yeni bir başlangıçtır.Güzel başlangıçlara uyanmak dileğiyle.

13:12

Youtube
Seninde bize katılmanı isteriz. Sende BU FORMU eksiksiz doldurarak bize katılıp, yazarlar kadromuzda kadromuzda yer alabilirsin.

Kültür, Sanat ve Araştırma Bloku.



Bir Cevap Yazın